28 Aralık 2012 Cuma

Yeni yılda dostlarımla , dostlarıma


Yılbaşı geldiğinde içimde bir coşku bir kıpır kıpır olma hali.Yaldızlı , metalik parlak renkler , ve tabii kide kırmızı.Büyük bir soframız , beş metre tavan yüksekliğindeki salonumuzda , üç buçuk metre uzunluğundaki konuklarımıza hazırlanmış ahşap soframızda devasal şamdanlarla hazırlanmıştık.Sofranın baş demirleri bambi , didi , gigi , mano, neni, tufi , fashion prensi ,leoparlar prensesi , antalya şubem çido ,eskişehir şubem fıstık kardeşler ,aile babası ve eşi lise arkadaşım,genç çiftim sizi unutmuyorum tabii, benim buyuk tabii ki de dahasında da sayamadığım tam yirmi kişi.Çılgınlar topluluğu , kostümlerimiz , kıyafetlerimiz , fırında pişen hindimiz kırmızı şaraplarımız kavanoz kadar büyük geçen sene bu kadar büyük şarap kadehlerini ne yapacağız dediğimiz kadehler hatta....

Her şeyimiz hazır , a dan z ye tabii ki de ben düşünmüşüm.Ağzım kulaklarımda , müziğimiz arka fonda , hizmetlerimi de sonuna kadar yerine getiriyorum , ve sofraya oturup güzel güzel sohbetimize başlıyoruz , elimizde kadehler , çın çın kadeh sesleriyle , gülüşmeler de kayboluyoruz.Bir an geliyor ağır çekimle şöyle masayı bir baştan bir sona süzerken birden insanların çizgileri, mimikleriyle birlikte herkesin hayatın da bir rolümüz olduğunu , hepsininde hayat hikayelerinin neler olduğunu , içli dışlı yaşadığımız bu hayatta bir çok şeyi paylaştığımızı hissediyorum ve bu beni alıp o masa ortamından gözleri hafif mutluluktan yaşlı bir adam haline getiriyor.Sanki senelerce kader arkadaşlığı yaptığım ve adını da saydığım ve sayamadıklarım la yıllar yılları geçmiş, sanki onların hepsinin kokusu , teni içimde olduğu kadar yakın bulup aileden kabul etmişim.Sanki beni hiç bırakmadan , yaşlılığımızda ahiretlik kavramlarım gibi geliyor (hahahaha bayılıyorum bu ahiretlik kelimesine)

Yeni yıl , yine dostlarımla arkadaşlarımla devam etmesi dileği ile , başkada pek bir şey istemem ve onların da istedikleri mutlu olması dileğiyle daha çok paylaşımlar daha çok mutlu anlara , benim bloğum danda haberleri hepsinin hemen hemen var , sizleri gerçekten çok seviyorum , kaybedesim de yok açıkcası ;) mucx hepinize...

25 Aralık 2012 Salı

Üniformalı seksler



    Üniformalı sekste benim büyük fantezi dünyamı süsleyen , hiç de hayatıma denk gelmemiş olaylardan biridir. Ama isterim tabii yabancı filmlerde ki gibi hoş polislerin beni çevirip , kelepçelemesini.
Sert davranılmasını , neden bu kadar hoşuma gidiyor genellikle de kadın erkek tüm arkadaş çevre dostumun , veya bir masada muhabbeti açılınca az tanıdıklarımın da gözlerini parlatan bir durum.Halbuki seks soft yumuşak , salyalı , öpüşmenin uzun yaşandığı , vücudunun her tarafını milim milim yalayıp yalattırdığın , saatin nasıl geçtiğini anlamayıp , sabah işe gitsen de erkenden derdini yapmayacağın azıcık daha sonra bitiririz dediğin  , mantıken yarın şap şalak şap şalak dolaşacağını bilerek göze aldığın hoş , vakit geçirmektir....

     Konumu da çok dağıtmak istemem pantolon, düğme, kemer, deri bu sihirli sözcükler benim için , hafif tecavümsü , hafifte sert severim , ağzım elim kolum bağlansın kapatılsın tam benlik....geçen günde aslında yazımda bana gelen isteklerden bahsettim , biraz keskin yargıladım sonradan okuduğumda herkesin farklı istekleri olur olacakta o zaman tek düze olurdu her şey.....

     Bugün biraz azdım mı ne oldu anlamadım ama kısa bir not gibi yazmak geldi içimden aslında uzatmaya uzatırım konu kapanmaz ama bugün aklıma üniforma geldi onunla ilgili ufak bi not atıyım kenara dedim.

19 Aralık 2012 Çarşamba

Senin ne bok olduğun bellimi acaba !!!!

Neden fetişiz? Fantazilerin kökeni nedir? , tek başıma yaşıyorum üniversitedeyim , bilgisayar da bir uyarı mesaj geldi.Benimle birlikte olmak ister misin daha görmeden ki, direk soru , nefret edilme kategorisinde.Daha sonra bir şey yazmadan daha , bir şartım var ama yazmış, merak ettim nedir? Sana geleceğim ve kapının önüne beyaz bir kilotlu çorap koyacağım haydaaaaaa E! ne yapacağım? dedim, kafana geçiriceksin dedi ve kapıyı aralık bırakıp beni bekliyceksin. Neden dedim fantazi sevmiyor musun? dedi. Şimdi bu bana fantazi bir şey gibi gelmedi, o gün ignoore ettim arkadaşı , bunun arkasından hayatım boyunca duyduğum abuk fantaziler hep banamı denk geldi. Pasifliğimi doya doya yaşatmadınız ulan , sana gelicem ama kadın kıyafetlerin varmı? hayda ben ne yapıcam kadın kıyafeti olsa cd yazarım , sana gelicem ama evde şişe varmı ebenin amı şişeyi ne yapacaksın,? , sevmezmisin başka cisimler sokulmasını , sana gelicem ama senin alet kalkıyo dimi bende ağzıma alıyım , beni de sikersin vb . Şimdi bu tipler gayet maço görünümlü yada tamamiyle tırnağına kadar maskulen ama istekler kel alaka.Sevmem ben kardeşim adam adam gibi olacak benim fazlasına tahammülüm yok.

Sadece bunlarla sınırlı kalsa buraya dahasını da yazamayacağım abuk subuk ne varsa teklif edildi. Dış çevrelerde aaaa ibneye bak yada kırım kırım bu tip , top lan bu diyen heriflerin çoğuda kilotlu çorap giyme hastası , kadın kıyafeti giymek istiyolar, asıl ibne sensin ulan ve ayrıca sen çocukluğunda ne yaşadın da bugün kilotlu çorap , jartiyer , vb.. şeyler giymek istedin , annen kim? sana ne yaptı ? Ben tabii çok straight gibi adamlar sevdiğim için maço yönleri de ağırlıktaydı arkadaşların, ama kesinlikle gay veya bisexuel değilim demeleri de ayrıydı, sikik herifler.Bu yazıda sex ilişkilerimden ziyade bu yazıyı çok okuyacak olan straight arkadaşlar olacaktır.Aranızda bir sürü homofobik gözüküp te, kadın gibi olmaktan hoşlanan çok adam var.olabilirde insan istediği sürede istediğini yapabilir fakat bunlar gayet maço erkek görünüp sağda solda da gayler için saldırgan laflar ediyorsa, bence bu isteklerinin de hakkı yok. Bir önceki ilişkim de de üniversitenin sonunda tam bir yıl birlikte olduğum herif , bir gün poşette bana birşey uzattı , açtım baktım kilotlu çorap neden aldın dedi giysene dedi bana , bendeki cevapta siktir git oldu , ibne sen çok beğeniyosan sen giy dedim hahahaha manyak ulan ülkede kilotlu çorap ın inanılmaz inanışlığı var. Nedir bu kilotlu çorap , jaryiyer hastalığı kim aşılamış?keza sonrada duydum kendi giyiyormuş kilotlu çorap benden istiyor giymemi...

Benim en çok tepki verdiğim olay ise , şimdi bu arkadaşlar cd lere travestilere , gay lere gidiyorlar, görüşüyolar , ama asla gay değiller veya bisexuel değiller ama dışarda gay ve feminen arkadaşlara saldırgan ve itici davranıyolar ya , topunuzun götüne koyıyım, adam değilsiniz onlara ne işveler kurlar yapıyosunuz , gerekirse önlerinde domalıp kendinizi becertiyosunuz ama sizin ne bok olduğunuz hiç belli değil....

11 Aralık 2012 Salı

DADAŞ dostuma



Dadaş arkadaşım ,
Sana üniversite de açıklarken kesinlikle bizim arkadaşlığımız biter , bu adam da beni böyle kabul etmez, çağırdığım gibi  de bu evden çıkar dedim. O sabah aradım dadaş bana uğrasana , rutin konuşma kapı çaldı.Bende heyecan diz boyu , her gün açıklamıyorum ki , yaseminin penceresi gibi her gün konuğum da yok , rahat değilim bir sıcaklık , bir ter her neyse konuşma aynen şöyle geçer.
Dadaş ben sana bir şey söyleyeceğim
Buyur
Ben gayim
İyi tamam
Nasıl ya tepki vermeycek misin?
Yoo , sana helal olsun bugüne bu hayatını iyi gizledin , dört yıldır da , görmedim.Ayrıca neden tepki veriyim, senin yatak altında ki tercihin seni ilgilendirir ki biz seninle hep dostluk, arkadaşlık paylaştık.
Bravo ben bu şekilde cevap açıkcası beklemiyordum dedim ve sadece konuşma bu oldu...
Ben askerliğimi Ankara da yaptım ve hemen hemen her haftasonu birlikte gezdik , dolaştırmıştır gezdirmiştir beni.Erzurum insanını daha da sevdim onunla, insanın sıcak kanlı olduğunu onda gördüm , arkadaşlığın dostluğun ne demek olduğunu onda gördüm , ilk senesinde babasını kaybetmişti metaneti de onda gördüm.Anadolu bilgili bilgi sahibi adam gibi adamdı bizim dadaş.Şimdi bu kadar yazdım ama tipim değil merak etmeyin ;) Aşık falan olmadım , yakışıklı olsaydı düşünülürdü ama işte onunda tercihi o yönde olması gerekirdi :)
Büyükle tam altı yedi yıl sonra dadaş askerdi onu ziyarete birlikte gittik.Büyüğü genelde ilk tanışmada şirin bulmazlar sevecen bulmazlar, dadaşın yorumu da buydu şaşırmıştım açıkcası...
Arkadaşlığımız devam edipte on üç yılı bir şekilde aralıksız aralıklı görüştük ve dün akşam ki eğlenceli konuyu anlatmak için , geçmişi de yazıverdim.
Ben : dadaş ne haber lan , baba adayı , ne zaman geliyor bebek?
Dadaş: az kaldı kanka 5 ocak gibi geliyor sen nasılsın?
Ben: iyiyim , yavrum ya baba oluyorsun ne kadar güzel , bebeğe gelirim artık tebriğe.
Dadaş: Her nasıl olursa olsun darısı başına inşallah , bekliyoruz canım burası senin de evin biliyorsun.
Ben benimki ısrar ediyor ama ben istemiyorum , ben doğursam da sezaryan hahahahah...
Dadaş : Zaten planlayınca olmuyor bir bakıyorsun karnın burnunda lol büyük mutluluk. Sizinkine Allah duble babalı büyültsün diye dua edilir o ayrı
Ben hahahahah fenamı iki babası olur bence keyifli olabilir.

Birde Konyalı arkadaşım var telefonlaştığım üniversiteden hala arada tamam artık sende evlen , bitir artıkda çoluk çoluğa karış nasihatları dinliyorum napıyım gülüp geçiyorum artık ;) Birde en önemlisi insanın nerede yetiştiği , neler gördüğü değil kendini ne kadar yetiştirmiş olması. İstanbul'da doğma büyüme kayserili hanzo eski kankam bile tepkiliydi....





9 Aralık 2012 Pazar

Bu işte bir TERSLİK var!!!!!


Devamlı hatırladığım ama çok anlatmadığım bir hikayem var. Altı yedi yaşlarımdayım o zamanlar , İstanbul'un fena sayılmayan semt i Bakırköy'de yaşıyoruz.Karşı komşumuzun kızı  Gogo  ile yaşıtız.İlk öpüştüğüm kız ve nadir kalacak olanlardan , böyle cinselliği de keşfe çıkmış gibi nerede birbirimizi bulsak öpüşüyoruz , sevişmeye çalışıyoruz, ben olayı çoktan koparmışım beş yaşımda falan.Bariz diyorum erkek olacak o kadar kıvamdayım.Bizim bu olaylar apartman da yankılandı, bir akşam kapı çaldı , kızın annesi Lilü teyze , bende her halde dedim bir şey almaya , istemeye gelmiştir. Çünkü apartmanın marketi gibiydik , bir ara üst komşu çatlak  Zeliş  üç gün arka arkaya bir bardak yumuşatıcı bir bardak çamaşır deterjanı almaya gelirdi, üç günün arasına da on gün koyardı ki dikkat çekmesin.Tek başına yaşadığı için çok deterjan tüketmiyor du  herhalde....

Lilü teyzeyle annem bizi yalnız bırakmama kararı almış, ben Gogo ya gidince odasına , bir kapıyı açık bırakalımlar , bir gidip gelmeler yer misiniz içer misiniz gibi sorular , Gogo bize gelincede aynı muhabbet. Anneme sordum ne oluyor diye açıkladı, meğersem bizim her şey biliniyormuş ama bilmedikleri şey ise şimdi başlıyordu. Bir iki hafta geçti Gogo evde yalnız bende annemle'yim evde annem dedi ben galaria ya gidicem sen bekle beni , tesadüf elektriklerde gitti. Gogo korkmuş çağırdı beni , bende geçtim onlara , tv yok elektrik yok ne yapsak falan bizde biraz sevişmeden başladık olaya....

Öpüşmeden girdik , ben göğüsleri emiyorum falan , birden popomda bir el hissettim , anlam veremedim, kızda böyle ıhhh ıhhh diye sesler ama gayet erkeksi sesler.Birden arkama geçti , sürtüyor ama sanki erkek mübarek. Boynum dan öpüyor falan, aman Allah'ım nereye düştüm diyorum , ama beğenmedim hiçççç tutmadım bir kız tarafından becerilmeye çalışılmayı.Yıllar geçti sene 2006 falan bu kız beni buldu, biz bir elmanın iki yarısıyız , biz bir bütünüz diye daha ilk telefonda , şaşırdım bu bir iki saat konuşuyor.En sonunda annemle abim de lezbiyen olduğumu düşünüyor falan deyince aklıma geldi bu yaptığımız.Geçmişi unutmuşum bile bunları anlatana kadar.

Gogo'nun da kısa tarifi masmavi gözler , buğday ten , upuzun boy , çok da hoş bir kızdı.Elde edemeyeceği erkek olmadığını düşünüyordum.Baba avukat , anne ev hanımı , abisi de çok hoş bir çocuktu.Abisine daha çok vurgundum kızdan.İyi bir aileydiler , bu kızında seneler sonra, beni nasıl bulduğuna gelirsek, Annemler'e yemeğe gelmişler, babam da beni şişire şişire anlatınca, annesi de kartımı falan almış, kıza da bak yazışın ara çocuğu falan demiş, bizimkilerin yanında tutamayıp kendini.Kızda ne hayallere kapıldıysa artık beni o derece aşk dolu aradı.Ah bu anneler ....

Bu olayı düşündükçe de bu işte bir terslik var dedim, ben onun gibi o benim gibi olmaya çalıştığımız dönemler , ruhlar yer değiştirse bedenler kalsa ikimizde bugün bayağ bi başarılı olurduk diye düşündüm.O tatmin olurdu bende kendim fakat şöyle bir gerçek var asla şimdi baktığımda kız olmak istemezdim.Gayet memnunum her şeyimden , bedenimin her cm sinden mm sinden .....

5 Aralık 2012 Çarşamba

ŞİMDİKİ ZAMAN






Bugünde olduğum nokta , bir çok arkadaşım dostum var yanım da beni seçimlerimden , yaşantımdan ve yaşayış tarzımı sorgulamadan seven dostlarım var.Evli çocuklu arkadaşlarım var.Kendimi ve büyükle birlikte bizi seven dostlarım ve büyüğün dostları var.Hatta insanlara bağımlılık yapacak kadar seviliyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.Kız arkadaşlarımın evlendiği adamlarda şükürler olsun ki yobazlıktan uzak, gayet durumu olağan karşılayıp, hiçbir sıkıntımız olmadan  iyi anlaşılan herifler çıktı.Zaten böyle de olmalı
neyse kısacası ben büyükle birlikte yaşıyorum annemin vefatından sonra ona taşındım.Gelelim büyüğe büyüğü çok seviyorum olgun da benden büyükte o yüzden ismi de büyük:) Bazen çıldırtsa da beni eften püften konular , sınıra geliyorum bazen en büyük olayımız da evde sıgara içmek oluyor.Neyse büyük beni çok seviyor bende sevilmeyi seven bir adamım çocuk gibiyim bir nevi otuzbir yaşıma geldim dediğimede
bakmayın ruhum yirmidir en fazla.Büyükle gayromeo sitesinden tanıştık. O zamanlar msn revaşta ve ben devamlı birileriyle muhabbet edip senelerce msn de tutuyordum insanları her buluşmak istediklerinde ise bir bahane uyduruyordum.

Bir gün bekarlığa veda partisi vardı bir yakınımın, ama deli gibi de içmişim , bir mesaj geldi telefonuma merhaba işte tam da hatırlamıyorum görüşelim ne zaman görüşürüz diye , bende sen kimsin yazdım. Dahasında sert bir cevap tamam önemli değil yanlış oldu gibi birşey aldım cevap olarak
bende sen dell misin? dedim.O zamanlar da insanları nickname yle anımsıyorum.EVET diye bir cevap çok özür dilerim falan götü toparlamaya çalıştım.Ama günleşmedikte dahasında bir cuma rahatım o zamanlar böyle rahat değilim tabii ailemle yaşıyorum annemler tatilde abimlerde balayında ve ben artık özgürüm deyip
buluşmalarıma başlarım diyorum, aklımdan asla ve asla ciddi bir ilişki geçirmiyorum o dönem askerdende geleli beş altı ay olmuş.

Kısaca o akşam itü nün tepede bir yeri var hocalar falan ağırlıklı gittiği , oraya gittik güzel rakılı bir muhabbet yaptık.Sonrasında da arka arkaya bir iki hafta geçirdik ben de biraz kök söktürmedim değil. Takılıyoruz falan  birlikte olalım , çıkalım , başka kimselerle de yazışma muhabbetlerine giriyor yok diyorum. Ben ciddi düşünmüyorum kimseyle tam altı ay sürdü karar vermem.Şimdi baktığımda annem den sonra gelecek olan adam dı şimdi ise hayatımdaki sıralamada ilk kişi. Eğer ki ayrılık yaşarsak dahi yine benim hayatımda da özel bir insan olarak kalacak ve her zaman yeri bende ayrı olacak.Her zaman da bu olumsuzlukları araya sıkıştırmamdan da pek hoşnut kalmaz.Bu blogdan da haberi yok , biraz daha ilerleyince haber vericem.

İTİRAFLA YIRTAMADIM




Tamda bugün baktığımda , geçmişimle alakalı yaşadığım güzel hayat, çok da devam ediliyor sayılmaz. Birincisi yakın tarihte annemi kaybettim, annem alımlı hoş dışarıdan bakıldığında gayet gay friendli bir
kadın olarak görünse de, beni de az sıkıştırmadığı, hayatımı  sorgulamadığı boş bir gün bırakmamıştır.Şimdi öyle bir rahatlama oldu ki hayatımda anlatamam ama keşke yaşıyor olsaydı da her gün bu sorularla
karşılıklı mücadele etseydim diye düşünüyorum.Öyle bir yükümlülük taşıyorsunuz ki hem karşı tarafı mutlu etmek adına hem de kendi hayatınızı onunla birlikte konuşurken unutmanız gerekiyor.

Şimdi okuyup ta neden savaşmadın diyor olabilirsiniz , onuda yaptım  lisedeyim bundan on üç yıl önce on sekiz yaşlarımdayım ve yapılmayacak en aptal şeyi yapıp günlük  tutmaya başlamıştım. Günlükte de alayına fotoğraflar ,yazılar....

O gün arkadaşım Mert'e kalmaya gitmiştim , ailesiyle yemeğe oturacaktık ki bir hışımla telefon çalıyor ama o gün bir şey olacağı belli , çünkü hislerim doğrultusunda kalbim sıkışıyor , bir can sıkıntısı sanki hissediyorum berbat kötü bir şeyler olacak.Annem hastayım diyor gel , baban da yazlığa gitti , bende yalnız kaldım dedi.Bir huyum var ki önceden hissetme olaylarım da çok kuvvetlidir.

Eve girdim annemin gözler şiş , mutfağa gitti takip etmemi bekliyor gibi etiimde.O anda mutfak masasının üzerinde günlüğüm benim mavi kaplı kalın defterim. Hassiktirrrrrr!!!!!  diyorum içimden , bu nedir burada yazılanlar nedir oğlum diyor ama içi kan ağlıyor.Evet dedim hepsi doğru neyi inkar edeceğim ki , nedir inkar edeceğim şey şakacıktan mı yazdım , öylesine mi yazdım sınıf arkadaşımdan hoşlandığımı , neler konuştuğumuza kadar, platonik aşklarım , fotoğrafları da yapıştırmıştım. Sanki genç kız defteri. Evet erkeklerden hoşlanıyorum ve bu halimden de vazgeçemem.Konu eşcinselliğimin  hastalık olduğuna bunu beraber atlatacağız ama babanla da paylaşmak zorundayım  ve ben pek bir şey
söyleyemedim çünkü kadın karşımda bu olayı tek başıma atlatamam dediği için annemi o kadar çok seviyorum ki yazık kadın anlatsın tabii tek başına kaldıramaz diye hak verdim.

Gelelim baba kısmına, akşam annem her şeyi ayarlamış bir anda kendimi en yakın arkadaşım sisi ile yazlıkta buluyorum ve babam annemin yanında, annem eğer benim yanımda anlatırsa babamın bana bir şeyler yapacağını düşünüyor.Bizim evde aslında kabul etmek istemesem de klasik Türk aile yapısı vardı.Ama hani siz farklıydınız herkes tüm arkadaşlarım annemle babamın uçuk kaçık süper bir ailen var sözcüklerini yeniler , motorcular ayrıca dünyayı geziyorlar süper maceracı falan ta ki benim cinsellik konuma gelene kadarmış
her şey, ailem de bu söylemlerden keyif alan insanlardı. Birden erkek babanın erkek evladı olur şeklinde bakılmaya başlandı konuya ne alakaysa işte.Arkadaşıma olanları anlatıyorum , şöyle oldu böyle oldu ondan sonra birden bir korna sesi , pencereden baktım ki babam yaldır yaldır gelmiş.Bekçi kapıyı açıyor açmasıyla,
babam karşımda mutfakta.Gel diyor bana bir konuşalım , sisinin hiç bir şeyden haberi olmadığını düşünüyor.Garaja giriyoruz en sessiz olan yer.Başlıyor ki bir daha babamın benim için bittiği , ve asla geri dönüşü olmayan sözcükleri.Seni gerçekten öldürürüm böyle bir şey olamaz ben inanamıyorum ve senin ölünüde kimse bulamaz buralara bir yerlere gömerim diyor ve buna benzer tüm sözcükler.Bir anda mutlu aile tablomuz herşey kararıyor, o günden sonra bir daha mutlu olmadık demiyceğim gayette iyi günlerimiz geçti ,aslında.Her neyse söyleyecekleri bitiyor ve kışlık eve dönüyor bende bu konuşmaları sisi ye anlatıyorum , Sisi bana sarılıyor ve yaşadığım olay benim için o kadar büyük ki o zaman , içli içli hıçkırıklarla ağlıyorum.O zamanlar da feminen lik var yüzdesi yüksek. Sisi ye gelince sisiyle aynı okula gidiyoruz, inanılmaz zeki inanılmaz tatlı bir insan , o zamanlar pek güzelliğinin farkında değil sonrasında bir yıldız gibi parladı o ayrı.Daha çok solcu bir tip edasıyla tanıştım.Şunu söyleyebilirim ki beni hiç bırakmadı bende onu ve hala görüşürüz bugün kü sevgilim büyükle de inanılmaz samimi , tanışıklı ve ben bugüne baktığımda benim yanımda olduğu içinde çok mutluyum.
Sonuç şudur ki , yazlık hikayem iki gün sürdü ve psikologla görüşüldü annemin de en yakın dostlarından arkadaşlarından biriydi , tedavi sürecine girdik ve sonuç adama kısa bir seans gittim  yaptığımın yanlış olduğunu , falan fıstık fiş mekan anladınız. Kandırdım kendimce o dönem ama adam beni çözmüştü ve anneme tedavisini ancak evden uzakta  eğitimini yurt dışın da geçirmesini önerip üniversite hayatımı kurtarmıştı .

4 Aralık 2012 Salı

Hoşgeldin dedim kendime


Çok ilişkiler yaşadım , yattım kalktım çok.Gecelik ilişkilerim , saatlik ilişkilerim , dakikalık bile ilişkilerim oldu.Son Sekiz yıldır durgunum çünkü güzel bir ilişkim var.Zaman zaman da bunlardan bahsedeceğim elbet, yaşım geçtikçe leopar desenli iç çamaşırlarım olmaya başladı , maskulen bir tipim var.  Dışarıdan kendim istemediğim sürede anlaşılmaz.Hayatım da ufak tefek şeyler haricinde hiç bir sıkıntım yok. Güzel bir blog iyi bir okuyucu kitlem olsun istiyorum , çünkü tek doğru konuşup düşündüğüm bir yer burası olucak benim için.Kendime hoşgeldin diyorum böylelikle , gerçek kendime.